Episodes

Sunday Jan 12, 2025
Rüyaların Gizemi: Kadim Zamanlardan Gelen Haberciler
Sunday Jan 12, 2025
Sunday Jan 12, 2025
Hülyalı insanlarız. Hatırımızda kalan geçmişimizi anımsar, geleceğimizi hayal ederiz. Anımsayamadığımız anılarımızı da geceleri rüyalarımız bize hatırlatır. Ancak düşlerimizi çok önemsemeyiz. Oysa önemsemediğimiz rüyalar, hayatımızı yönlendiren gizemli anıların kilidini açacak anahtarlardır.
Rüyaları, içimizde farkında olmadığımız bir yerden bize ulaşan bir haberci gibi düşünmüşümdür hep. Antik çağda Tanrılar arasında mesajları ileten Hermes'in günümüzdeki haline benzetirim. Belki de rüyalar, köklerimizden kopmamamız için doğanın içimize koyduğu bir iletişim yöntemidir. Her zaman merak ettiğimiz hayatın anlamını bize şifrelerle anlatıyor olabilir. Belki de yaşadığımız hayat, kimin olduğunu bilmediğimiz bir başkasının rüyasıdır.
Rüyaların bir anlamı var. Bu fragmanlar zihnimizde canlanıyorsa derinlerde, hiç farkında olmadığımız bir yerde yapılan bir çalışmanın sonucu olmalı. Zihnimizde oynayan bu bilim kurgu filmlerine "Sadece bir rüyaymış" diyemeyiz. Onun rüya olmasını bir teselli gibi görebiliriz ama bu, rüyaların doğasını bilmediğimiz içindir.
Bu hafta rüyaları anlatmaya çalıştım. Daha fazlasını Monolog'da ki yazımda da bulabilirsiniz.
İyi Pazarlar..

Sunday Jan 05, 2025
Yoksulluk Bir Yaşam Biçimi Olabilir mi?
Sunday Jan 05, 2025
Sunday Jan 05, 2025
Yoksulluk bir kader midir yoksa yaptığımız tercihlerin sonucu mudur? Yokluk zamanlarında dayanma gücümüz ve sabrımız artar ve çok çalışarak yoksulluktan kurtulabiliriz ama yoksulluğun gittikçe derinleştiği bir toplumda bu ne kadar mümkün olabilir?
Yoksulluk, en basit tanımıyla günlük temel ihtiyaçları karşılayamamaktır. Sadece bugünü atlatıp ertesi günün kaygısını atlatamamaktır yoksulluk. Ancak yoksulluk, tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibi, yavaş yavaş tüm toplumu etkisi altına alan derin bir yaradır aynı zamanda. Bu yara, sadece maddi sıkıntıları değil, aynı zamanda sosyal, psikolojik hatta fiziksel sağlık sorunlarını da beraberinde getirir.
Yoksulluk, sosyal katmanların alt kesimlerine sıkışmış bireylerin yukarı çıkmasını neredeyse imkansız hale getiren ve bunu nesilden nesile aktaran bir döngüdür. Bu durum, toplumda derin yaralar açar ve zengin ile fakir arasında giderek büyüyen bir uçuruma neden olur. Aslında, yoksul bir toplumda zengin de zenginliğini tam anlamıyla yaşayamaz. Güvenlik endişeleri, sosyal ilişkilerdeki zorluklar ve toplumsal sorumluluk gibi faktörler, zenginlerin yaşam kalitesini de olumsuz etkiler. Yoksulluk her sosyal katmanı içine çeken derin bir çukur ve sadece bir insanın değil, bir toplumun başına gelebilecek en büyük lanettir.
Yoksulluktan çıkmanın birden çok yolu vardır ama sağlam bir demokrasinin olmadığı, hukuk devleti kurallarının işlemediği bir düzende bütün yollar çıkmaz sokaktır.
Türkiye neden bir Startup cenneti değil? Neden en değerli şirketler arasında teknoloji şirketleri yok?
Yoksul kalmamızda kişisel tercihlerimizin etkisi nedir?
Hepsi Zihin Karmaşası ve Monolog'da

Sunday Dec 29, 2024
Sunday Dec 29, 2024
Telepati mümkün mü? Zihnimizdeki düşünce, duygu veya imajı, başka bir bireyin zihnine doğrudan, fiziksel bir ortam gerektirmeden aktarabilir miyiz? Eğer bunlar mümkünse herkesin telepati yapabildiği bir dünya nasıl olurdu?
Birbirimizin zihinlerini okuduğumuz bir dünya bize etik gelmeyebilir. Aklımızdan geçenlerin en saf haliyle bilinmesi bazı rahatsızlıklar yaratabilir. Ancak böyle düşünmemiz, şu anki psikolojimize hapsolduğumuz içindir. Telepatik bir toplum ya da dünya muhtemelen bugünkü zihin sınırlarımızın ötesinde olur.
Telepati, insan zihninin gizemli yönlerinden biri olarak uzun yıllardır tartışılıyor. Bireyler arasında duyular dışında bilgi aktarımı olarak tanımlanan bu fenomen, bilim kurgu eserlerinden günlük hayata kadar birçok alanda karşımıza çıkıyor. Telepatiyi açıklayan birçok teori var ortada. Bunlardan bazıları, kuantum fiziği, bilinç çalışmaları ve parapsikoloji gibi alanlardan besleniyor.
Telepati, hala gizemini koruyan ve bilimsel olarak kesin kanıtlanmamış bir olgu olsa da, zihinlerimizin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Günümüzde yapılan araştırmalar, zihin okuma, düşünce ile nesne kontrolü gibi yeteneklerin varlığına işaret ediyor. Bu gelişmeler, gelecekte iletişim ve teknoloji alanında köklü değişimlere yol açabileceği gibi, insanın kendi zihnini daha iyi anlamasına da katkı sağlayacaktır. Belki de telepatinin bilim kurgu filmlerinden çıkıp hayatımıza girmesi ve insanlık tarihinde bir çığır açması çok uzak bir gelecek değildir.
Telepatik bir dünyanın nasıl olabileceği hakkında daha fazlası için podcasti dinleyebilir ve Monolog'u ziyaret edebilirsiniz.

Thursday Dec 26, 2024
İnsan, Buzullaşmayı Geciktirerek Yaşamın Yayılmasını Engelliyor
Thursday Dec 26, 2024
Thursday Dec 26, 2024
Buz, dünyada hayatın devamı için her zaman önemli olmuştur. Dünyanın ilk oluşmaya başladığı zamanlarda ortam yaşam için müsait değildi. Ancak sıcaklıklar azalıp yer küre soğudukça buzullaşma arttı.
Buzullar, hayatın tohumlarını taşır. Sıcak kuşaktan buzul çağına geçerken hayatın kalıntıları buzun içine sıkışır ve dünyanın diğer bölgelerine taşınır. Yok olan türlerin yerine yenileri ortaya çıkar. Buna en iyi örnek Mamutlardır. İnsan da son buzul çağı Pleistosen dönemde ortaya çıkmıştır. Bu anlamda doğa, genetik mirasını buzullar aracılığıyla gelecek kuşağa iletir diyebiliriz.
Dünyanın iklimi, sıcak kuşak ile buzul çağları arasında hareket eden bir döngü içindedir. Dünyanın yer hareketleri ve yörüngesindeki değişimlerle yaklaşık 100.000 yılda bir buzullanma dönemi yaşarız. Bu dönemin sonunda da ortalama 10.000 yıl süren ara buzul dönemi gelir. Şu anda yaşadığımız iklim değişimi, içinde bulunduğumuz son buzul çağının ara ısınma dönemidir.
Ne var ki insan faaliyetleri bu döngüyü tehdit ediyor. Sera gazı etkisi, ara buzul dönemini uzatıyor. Bu da kutup bölgelerindeki buzulların daha hızlı erimesine ve ekvator bölgesinin şişmesine neden oluyor. Dünyanın kütle dağılımında yaşanan böyle bir dengesizlik, dünyanın dönme hızını daha da yavaşlatıyor. Bunun sonucunda dünya, buzullaşma dönemine geçişin geciktiği bir döngüye giriyor.
Daha fazlası için @monologblg.com’u ziyaret edin.
Teşekkürler

Sunday Dec 22, 2024
Kuantum Bilgi İşleme: İnsanlığın Yeni Hikayesi
Sunday Dec 22, 2024
Sunday Dec 22, 2024
İnsan, Aden'den kovulmasından bu yana yeniden oraya dönme hayalinin peşinde koştu. İnsanın dünyaya atıldıktan sonra yaptığı atılımlar ve gösterdiği cesaret büyük ihtimalle Tanrı'yı da şaşırtmış olmalı. Bu dünyada ne kadar süre var olacağımızı bilemeyiz ama bir zamanlar insan vardı denilecek bir hikaye bıraktığımız kesin.
Zaman yolculuğumuzda fiziken çapımızı aşan ne varsa hayallerimize sığdırdık ve gücümüzü zamana yayarak bir arabayı, bir roketi ve bir transatlantiği elle tutulur hale getirdik. Bizi sonraki hayallerimize taşıyacak araçları böylece yaptık. Karmaşık, kompleks ve birbirine bağlı bir yapı kurduk. Hafızamızda daha iyisini yapacak veri çoğaldıkça beklentilerimiz büyüdü ve hikayeler arasındaki süre gittikçe kısaldı. Modern zamanların olmadığı bir dönemi hiç yaşamadık ve bugünlere nasıl geldiğimizi anlatan bir hikayemiz her zaman oldu.
Bugün çok farklı bir hikayenin başlangıcındayız. Bir zamanlar, klasik bilgisayarların sınırlarına ulaştığımız bir dünya vardı. Büyük sorunları çözmek için sonsuz zamanlara ihtiyaç duyuyorduk. Ne var ki kuantum fiziğinin gizemli dünyası, bize yepyeni ufuklar açıyor. Kuantum bitleri adı verilen sihirli parçacıkların aynı anda birden fazla durumda bulunabilmesi, klasik bilgisayarlarla hayal bile edemeyeceğimiz hızlarda hesaplama yapmamızın önünü açıyor. Bu sadece bir devrim değil, bundan sonraki kozmik şemada nerede olacağımızı belirleyecek bir yolculuk.
Ancak yazmaya başladığımız yeni hikayenin öncekilerden farkı, bunu tek başımıza yazmayacağımız. Bundan sonraki ilerlemede yapay zekaya ihtiyacımız var ve yazılacak yeni hikayede bizim ortağımız.
Kuantum bilişim bize ne vadediyor? Kuantum bilgi işlemenin doğası nedir? Dijital sayı tabanlı çalışan yapay zeka kuantum bilgisayarlarla birleştiğinde hangi etik sorunlarla karşılaşacağız?
Tamamını pod yayınımdan dinleyebilir ve Monolog'da okuyabilirsiniz.
İyi pazarlar..

Sunday Dec 15, 2024
Dark Web: İnternetin Karanlık Bilinçaltı
Sunday Dec 15, 2024
Sunday Dec 15, 2024
İnternet, devasa bir bilgi okyanusu gibidir. Bu okyanusun yüzeyinde, herkesin kolayca erişebileceği web siteleri, sosyal medya platformları gibi bilinen alanlar yer alır. Ancak, bu yüzeyin altında, derinlerde keşfedilmemiş birçok katman vardır. Bu katmanların en gizemlisini ise Dark Web oluşturur.
Bir şeyi daha iyi anlatabilmek için benzetme yapmak gerçekten çok faydalı bir yöntem. Benzetmeleri kullanmanın karşı koyamayacağımız bir tarafı var. Belki kavramların tam örtüşmesini beklemek gerçekçi olmaz ama benzetmelerle anlatmak istediğimizi insanların zihninde daha iyi canlandırabiliriz. Özellikle insanların çok hakim olmadığı ve teknik terimlerin çok olduğu konuları benzetmeler sayesinde daha iyi anlatabiliriz. Zaten önemli olan da bu değil midir? İnsanların zihninde karanlıkta kalan düşünceleri aydınlığa çıkartmak ve onların da bu düşüncelerden yeni fikirler üretmesini sağlayarak katılımı artırmak.
Ancak Dark Web'i anlatmak için insan bilincinden faydalanmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünüyorum çünkü internet de bilinç gibi dinamiktir. O da bilinç gibi evrilir ve internetin de bir gün bilinç kazanamayacağını kimse bilemez.
Dark Web'i bilinçaltı gibi düşünebiliriz. Dark Web'deki yasa dışı faaliyetler, insan bilinçaltındaki bastırılmış dürtülere benzer. Tıpkı süperegonun bilinçaltını kontrol etmeye çalışması gibi, yasalar da Dark Web'deki faaliyetleri sınırlamaya çalışır. Ayrıca hem bilinçaltı hem de Dark Web, bilinmeyen ve gizemli bir yapı olarak algılanır. İnsanlar, bilinçaltlarındaki karanlık yönlerini olduğu gibi kabul etmekten çekindiği gibi, Dark Web'e dair de korku ve merak duygusu bir arada yaşanır.
Dark Web sadece bir teknolojik olgu değil, aynı zamanda teknolojiyle evrimleşen insan doğasının bir yansımasıdır.
Karanlık ağın evrimi bize nasıl bir gelecek vadediyor? İnternetin kurtarılmış mahallesine gitmeniz için ihtiyacınız olan Tor nasıl çalışıyor? Bitcoin, Dark Web ile nasıl popüler oldu? Detaylarını Monolog'da bulabilir ve pod yayınımdan dinleyebilirsiniz.

Saturday Dec 07, 2024
Alzheimer: Geleceği Anımsamak
Saturday Dec 07, 2024
Saturday Dec 07, 2024
Alzheimer hastasıyla yaşamak, bir Benjamin Button hikayesi yaşamaktır. O, geçmişe bir yolculuk yapıp geleceği anımsarken siz, hastalığın ileri safhalarını öngörmeye çalışırsınız. Fiziken yan yana ama farklı zamanlarda yaşarsınız. Geçmişte anımsadığı anılar daha eski tarihlere uzanırken, hatırlayamadıkları gittikçe şimdiye yaklaşır. İnsanı geçmişe doğru sürükleyen ama geleceğini çalan bir hastalıktır.Bir Alzheimer bakıcısının gözünden anlatmaya çalıştım.

Wednesday Dec 04, 2024
Yeni Dünya Düzeni, Bir Soğuk Savaşa Daha izin Vermiyor
Wednesday Dec 04, 2024
Wednesday Dec 04, 2024
Bugün dünyanın gergin olması, bitmeyen bir hesaplaşmanın sonucu. Soğuk savaş biterken tıpkı 1. Dünya Savaşında olduğu gibi gelecekte nasıl bir dünya düzeni olacağı çok düşünülmedi. Batı, soğuk savaştan sonra her şeyin sahibiymiş gibi davrandı. Oysa Rusya, gerekenden daha fazla toprak kaybettiğini düşünüyor. Bu yüzden Ukrayna'da hak iddia ediyor. Çin, dünya liderliğine oynuyor ve olacak gibi de duruyor. Tabi ki bu durum bir düzeltmeye doğru gidiyor. Ancak daha tehlikeli olan, nükleer silah kullanma seçeneğinin masada tutulması.
Soğuk savaşta bugünkünden daha fazla nükleer başlık vardı. Ancak o dönem sağduyu hakimdi. Bugün dünya, bir soğuk savaştaki sağduyudan yoksun. Bu podcastte bugüne nasıl geldiğimizi ve bir soğuk savaşın daha mümkün olmadığını anlatmaya çalıştım.

Neden Buradayız?
Sahip olduğumuz değerler değişiyor ve yenilerini kazanıyoruz. Mesela yapay zeka diye hayatımıza yeni bir kavram giriyor. Felsefeden matematiğe, cinsiyetten iklime kadar tüm alanlarda yapay zekaya bir başlık açıyoruz.
Bizi diğer canlılardan farklı kılan özellik çevreyi kendimize göre değiştirebilmemiz. Bunu da ateşten tekerleğe, sabandan buhar makinesine kadar ürettiğimiz teknolojilerle başardık. Aynı şeyi bugün yapay zekayla yapıyoruz.
Teknoloji çağı, eski dönemi kapatıp hepimize yeni bir başlangıç yapma fırsatı sunuyor. Dünyanın yakıcı sorunlarına yeni teknolojik araçlarla çözümler üretebiliyoruz. Mesela kadınlar, teknolojideki gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan fırsatları değerlendiriyor. Cinsiyet ayrımcılığı, yavaş yavaş sorun olmaktan çıkıyor. Öte yandan iklim sorunu, yapay zeka teknolojileriyle şiddetini azaltıyor. Verinin yönettiği dünyada hepimiz birbirimize daha sıkı bağlanıyoruz. Her şeyin hızla değiştiği böyle bir dünyada yeni bir kültür ve ortak bir tarih yaratıyoruz. Ancak her dönüşümde olduğu gibi, her şey birbirine yaklaştıkça zihnimiz her zamankinden daha fazla konuşuyor.
Birçok sorun çözülürken, yeni dönem yeni sorunlarla beraber geliyor. Makine zekasının arttığı, süper zekaya doğru, öngöremediğimiz bir dünyaya adım atıyoruz. Teknolojinin hızı, bizi ufku belirsiz yeni bir dünyayla tanıştırıyor. İnsanlık yeniden doğuyor dersek herhalde yanılmayız.
Son çeyrek yüzyılda yarattığımız bilgi, neredeyse tüm insanlık tarihinde yarattığımızdan daha fazla. Böyle bir bilgi bombardımanı altında zihin dünyamız değişiyor. Saniyede binlerce algı uyandıran böyle bir çevrede zihin karmaşası yaşamamız çok normal. Böyle bir kaosta da söyleyecek bir şeylerimiz olmalı. Zihin Karmaşasında bunları konuşuyoruz. Bizi yakından ilgilendiren sorunlar hakkında farklı bir bakış açısı yakalamaya çalışıyoruz. Bize değer katacak yeni fikirler yaratma çabasındayız. Her şeyin belirsiz olduğu bir zamanda, gözümüz kapalı el yordamıyla ilerlerken birbirimize gerçekten çok ihtiyacımız var.
Zihin Karmaşası'nda paylaştıklarımızı, www.monologblg.com adresinden de takip edebilirsiniz.